"Mükemmelliğin anahtarı namükemmel oluşundaydı." Kitabın
sonlarına doğru geçen bir cümle aslında tamamen kitap hakkındaki düşüncelerimi
de yansıtmış .Kitapta ele alınan konulardan biride Ermeni sorunu. Bu sorunu
objektif bir şekilde yansıttığını düşünmüyorum. Bu konu okurken kafamı bolca
karıştırdı. Bunun yanında kitabın akıcılığını da ele almadan geçemem .Su gibi
akıp giden bir roman ve her türlü insanı yansıtan muhteşem karakterler. Birbirinden
uzak yerlerde yaşayan fakat aynı sıkıntı ve acıları olan aslında ne kadar uzak
olsalar da o kadar yakın olduğumuzu anlatan bir roman. Yazar Türk aile
toplumunun direttiği yasaklar ve kurallara çok kızgın. Ahlak kavramının Türk
toplumunda ki karşılıklarını çok kızgın.
Bence kendini de bu romanda Zeliha karakteri ile yansıtmış. Doğrulara (ya da
doğru kabul edilen yanlışlara) değil de kendi doğrusuna inanan çok güçlü bir
kadın. Bu kitap boyunca en etkilendiğim karakterin Zeliha olduğunu saklayamam.
Sonlarına doğru şaşkınlık içinde kalarak okuduğum bir kitaptı. Evet tavsiye
ederim fakat başta dediğim gibi namükemmel bir kitap ama size katacağı çok şey
olduğuna eminim.
YAZAR: EDA